Elde sıkılarak yuvarlandığı için bu yemeğe "Sıkıcık" adı verilmiştir
İnce bulgur bir kabın içerisinde, bir çay bardağı sıcak su gezdirilerek kabarması bekleyin.
Üzerine tarhana, un, karabiber ve nane ekleyip yoğurup. katı bir karışım elde ediniz
Elinizde yuvarlayarak fındık büyüklüğünde küçük toplar yapıp, içinde un bulunan yayvan bir kap içine atıp her yerini unlayınız
Bir başka tencerede soğan, yağı ve salça kavrulur. Üzerine beş su bardağına yakın su doldurulur. Kaynayan salçalı suya önceden yuvarladığınız toplar atılır. Birbirine yapışmaması için resimdeki gibi tane tane atmakta fayda vardır.
Eğer bu çorbanın suyunu et suyu ve normal su ile karıştırarak eklerseniz daha lezzetli olacaktır
Kısık ateşte bulgurlar iyice pişinceye kadar kaynatılır. Et suyu varsa suyuna karıştırılabilir. Daha çok lezzet elde etmiş oluruz.
Servis için küçük bir kasede yoğurt ezip, içine dövülmüş yada rende sarımsak ile karıştırarak sos hazırlanır. Bu sos, sıcak olarak tabaklara servis yapılan Sıkıcık Çorbasına dilediğiniz gibi ekleyebilirsiniz
Yemeğin Hikayesi; Kütahya İlinde yalnız olan bir kadının oğlu askerden gelmiştir. Ancak pek fakir olduklarından kadın, oğluna her gün başka isimler altında bu yemekten yapar. Oğlu akşam ana ne yiyeceğiz dediğinde ilk gün bali guli köftesi, ikini gün ense patlatan damak şaklatan, üçüncü gün deve dolması, dördüncü gün garip köftesi, beşinci gün sıkıcık aşı (çorba) diye diye aslında aynı yemek olan ve son ismi ile kalan bu Yarı yemek Yarı çorba halindeki ürün Kütahya Yöresinde Sıkıck Çorbası olarak nam salmış ve bugüne dek gelmiştir.