Festivaller şehri hareketlendirir. Yeni bağlantılar, tanışmalar ve kazançlar için önemlidir.
İzmir veya Türk halkı olarak makarna ve peyniri mi sevmiyorduk? Organizasyonda mı problemler vardı; bilemiyorum... Festivalden uzak bir görüntü vardı.
İlgi olmayınca üreticilerde kendini çekmiş. Ben üçüncü gün gittiğim için böyle sakin diye düşündüm. Sohbet ettiğim kişiler diğer günler daha sıkıcıydı." ifadesini kullandı.
Halbuki farklı peynirlerden yapılmış mezeler veya tabaklar olsaydı. "Rakı sofrasında veya şarap gecelerinde eşlik edecek peynirlerle"; gözlerimiz şenlenirdi.
Izgara üstünde cızırdayan "Hellim peyniri" neredeydi ki?
Festivalde kalanlardan devam edelim:
"Arbella Makarna" sanırım festivalin sponsorlarındandı. Her yerde onun amblemini gördüm.
IMSE: İzmir Mutfak Sanatları Enstitüsünün standı bomboştu.
Size, "JeFe Food" adlı bir isimden söz edeceğim. Israrla kalmayı tercih etmişler. İyi de olmuş.
Bu marka; farklı malzemelerden bir tür "içli köfte" mantığıyla yeni fast food lezzeti üretmiş. Toplamda 6 başlıkta 27 çeşit ürün sunuyor.
Ben, midyeli ile jalepenolu tarzını sevdim.
Çiğ köfte büfelerinin yaygınlaştığı gibi "JeFe Food" büfeleriyle karşılaşacağımızı düşünüyorum.
Aslında; bazı kafelerde pizza, hamburger veya kahvaltı menüsü içinde bu içli köfteler servis edilmiş. Onlar da artık "JeFe Food" olarak yola devam edecek.
Yanlış hatırlamıyorsam; iki yıl -buzlukta- saklama süresi var.
Festival de beni keyiflendiren "kına dövmesi" standıydı.
Festivali Yağız İzgül'ün makarna şovu ile bitti. İki ayrı tarifi izleyenler eşliğinde hazırladı. İzleyenlerin aşçı yardımcısı olduğu etkinlikte kimi zaman soru- cevap kimi zaman da
onlara takılarak etkinlik keyifli geçti.
"İzmir Makarna Ve Peynir Festivali" sessiz sakin bitti. Dilerim bir daha ki sefere; şeflerin ellerinde makarnalar dans eder. Peynirler tabakta veya ızgarada bize göz kırpar.
İzmir'liler olarak hem gözümüz hem de midemiz bayram eder.