Baharat Tarihçesi ve Ticareti
Baharat Tarihçesi ve Ticareti 

İsa'dan önce 3500 yılı gibi erken dönemlerde Eski Mısırlılar baharatı yemeklerini 
çeşnilemekte, kozmetikte ve ölülerin mum yalarken losyon olarak kullanıyorlardı.
Ölülerin, ruhun bedene geri döneceğini olan inançları nedeniyle firavun kraliçe ve 
Solcular mum yalanıp Bütün üyeleri ile birlikte mezara gömülür diyorlardı İncil'deki 
kaynaklardan sabah kraliçesi Belkıs'ın Ülkesi Sofya'dan yola çıkıp Kudüs'teki Hz Süleyman'ın 
ziyareti ettiğini biliyoruz. Süleyman devası hazinesi baharat tüccarlarının yoğunluğu ile 
onlardan aldığı baharat hediyelerine borçluydu ''virgül içinde tırnaklı sözlerini duymak isteyenler 
baharatı da içeren pahalı hediyeler getirirlerdi'' 

Hz Yusuf'un çok renkli giysisi ile birlikte öyküsü de baharat ticareti ile ilintilidir. Kıskanç erkek 
kardeşleri Yusuf'u öldürmeye karar vermişti İsmailiyeliler  Filistin'liler deve kervanları ile gelip 
baharat , balsamotu  ve mürrüsafi getirdiler. Onların Mısır'a kadar taşıyacaklardı. 
Kardeşleri Yusuf'u 20 gümüş paraya  satıp kanlı giysisini kederli babaları Hazreti Yakup'a gönderdiler.
Gerçekten Hz Yusuf firavun bir subayına satılmıştı mü kendisi de sonunda saraydan yüksek rütbeli bir 
subay oldu firavun rüyalarını başarı ile yorumlaması ülkesini açlıktan kurtardı daha sonra 
kendisini tanımayan kardeşlerini mısır sattı. Kardeşleri ona balsamotu baharat , mürrsafi, 
fıstık ve badem hediye ettiler.

5.000 yıl süreyle Araplar tarafından kontrol edilen baharat ticareti, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz 
bölgeleri ile Avrupa arasında gelişti. Eşek ve deve kervanları değerli tarçın, Seylan tarçını,
kakule, Zencefil, zerdeçal, günlük ile elmas taşıyor ve tehlikeli rotorları taşıyordu.
Onların yolculuğu Çin, Endonezya Hindistan ve Seylan'da  (şimdiki Sri Lenka)
başlayabiliyordu.  Çünkü tüccarlar sık sık baharat adalarına (şimdiki molika adalarına) gidip oradan 
baharatı Hindistan ve Sri lanka kıyılarına getirip burada Arap tüccarlarının malları ile takas ediyorlardı.
Araplar malların kökenini ve gidiş-dönüş rotalarını gizlemekte pek kararlıydı. Klasik rota indus nehri
Peşaver ve Hayber geçidi üzerinden Afganistan ile İran,  sonra Fırat üzerindeki Babil kentine varış
şeklindeydi. Buradan baharat ile öteki mallar günün en önemli kentleri ne gönderiliyorlardı.
O günlerin başarılı denizcileri olan fenikeliler,  baharat ticareti ile zenginleşmiş ana dağıtım noktası
olan Tire kentine kurmuş ve İsa'dan önce  1200-600 yüzyıllar arasında tüm Akdeniz'de Ticaret yapmışlardı.



Mutfak Ailesi